Söke Güllübahçe de bulunan Priene Antik (Yunan) Kenti ve Eski Güllübahçe
olarak bilinen Rumlardan kalma Gelebeç Köyünü ve köyün içinde bulunan Aziz
Nikolaos Kilisesi'ni görüp inceleme fırsatını yakalayıp bol bol fotoğraf çekimi
gerçekleştirdik.
Gezi proğramımızı gerçekleştiren ve
benim de gezme fırsatını bana bahşeden değerli dostlarıma can-ı gönülden
teşekkür ederim.
Gördüğüm ve hakkında bilgi
edindiğim antik kentlerin bilgilerini sizler ile paylaşırken,fotoğraflarını da aşağıda
göstereceğim şekliyle birlikte izleme fırsatı bulacağız.İyi seyirler.
PRİENE (Güllübahçe -
Söke)
Priene: Aydın ili Güllübahçe
beldesi yakınındadır. Priene’de Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından kazı ve
araştırma çalışmaları yürütülmektedir. Varlığı M.Ö. 2. bin yılına kadar uzanan
şehrin ilk kuruluşu hakkındaki bilgilerimiz hâlen varsayımlara dayanmaktadır.
Helenistik dönem boyunca şehir Ptolemaic ve Seleucid Krallıklarının ve Pergamum
Krallığı’nın yönetimi altına girdi. M.Ö. 133’de Pergamum Kralı II. Attalus’un
ölümünden sonra toprakları kendi isteğiyle Roma’ya eklendi ve böylelikle Priene
Roma egemenliğine altına girdi. Bizans döneminde şehir piskoposluktu. Bulgular
İmparatorluğun çöküşüne kadar yerleşimin devam ettiğini kanıtlamaktadır. Bu
dönemin sonunda ise, Priene tamamen terk edilmiştir.
Priene eski şehir plânlamacılığının
en güzel örneğidir. Şehir, Miletli mimar Hippodamus tarafından geliştirilen
“grid sistemi” ile inşa edilmiştir. Genellikle 3,5 metre genişlikte olan
şehrin yan sokakları arazinin eğimli olması sebebiyle merdivenlidir. Resmi ve
halka açık diğer binalar çoğunlukla bir bloğun tamamını kapsamaktadır ve şehir
merkezinde yer alır. Bunlar arasında oldukça korunmuş olarak günümüze kadar
gelen Athena Tapınağı (M.Ö. 4. yüzyıl), Tiyatro, Agora, Zeus Olympos Tapınağı,
Bouleuterion (M.Ö. 150), 2 Gymnasion ve Demeter kutsal alanı bulunmaktadır. Şehrin,
biri batıda diğer ikisi doğuda olmak üzere üç kapısı vardır. Priene’nin ana
giriş kapısı olan “Doğu Kapısı”, taşlı kaldırımdan yapılmış uzun bir yokuş
yoldan sonra ulaşılabilen Tiyatro sokağının kuzey doğusunda yer alır.
Prien Tarihi
Athena Tapınağı
Priene
Antik çağın en büyük
tarihçilerinden olan, aynı zamanda tarihin babası olarak bilinen
"Anadolulu HEREDOT", kitabında bölge için şöyle der :
"Panionionda toplanan Iyonlar,
kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü altına ve en güzel iklime
sahip yörede kurmuşlardır. Güneyden başlayarak ilk kentleri Miletosdur; hemen
sonra Myus ve Priene gelir..."
PRIENE
12 İyon kenti olan Milet, Priene,
Myus, Efes, Kolophon, Eritrai, Klazomenai, Foça, Samos, Kios, Teos, ve
Lebedosun meydana getirdikleri dini ve siyasi birliğin toplantı merkezi olan
"Panionion", Prienenin sınırları içinde kalıyor ve buradaki törenleri
Priene'liler yönetiyorlardı. Bu da Prienenin önemini arttırıyordu. Gerçekten de
Milet, Didim ve Priene Antik Kentlerinin yer aldığı bölge, Anadolu'nun en güzel
bölgelerinden birisidir.Priene'nin kelime anlamı"Hisar Yurdu"
demektir. Priene kentinin ilk yerleşiminin nerede kurulduğu belli değildir.
Kent M.Ö. 350 yillarina doğru bugünkü yerinde yeniden inşaa edilmiştir.
Milet'li ünlü şehirci-mimar "Hippodamos"un, kendi adıyla anılan
"Hippodamos Planı"na göre yeniden inşaa edilen bu kent, arkeolojide
Hellenistik çağın en güzel kentlerinden biri olarak bilinir.
Günümüzden 2000 yıl önce Söke Ovası
tamamen bir deniz, Bafa Gölü de bir koy şeklindeydi. Bu denizin kenarında Antik
Çağın en güzel kentlerinden Priene yer alıyordu. Priene'liler denizcilikle
uğraşıyorlardı. Kentin bilinen iki büyük limani vardır. Güneyinde yeralan
"Naulochos" limanı en büyüğüdür.
M.Ö. 494 yılında İyon Birliği ile
Persler arasında yapılan Lade Deniz Savaşı'na Priene'liler 12 gemi ile
katılmışlardı. Savaş sonunda İyon donanması yenilgiye uğrayınca Milet ve Didyma
gibi Priene kenti de yakılıp yıkıldı. Menderes Nehri'nin yavaş yavaş denizi
doldurması sonucu bugün denizden epey uzaklaşmıştırEtrafın bataklık hale
gelmesi ve deprem sonucunda 13. yy.'dan sonra tamamen terkedilmiştir.
Ortaçağdan sonra bugünkü "Güllübahçe" kasabası'nın bulundugu yerde
"Samson" adlı bir sehir olduğunu, Rum yerleşmesi zamanında kasabanın
adının "Gelebeç" oldugunu biliyoruz.
Ayrıca M.Ö. 6.yy'da Priene'de antik
çağın yedi bilgesinden birisi sayılan filozof ve hukukçu daha sonraları
Kapadokya bölgesinde karşımıza çıkacak olan "Bias"ın çocukluğunu
geçirdiği yerdir Priene. (Antik çağda bilim ve sanata yön veren yedi bilge
şunlardır; Milet'li Thales, Priene'li Bias, Girit'li Epimenides, Atina'li
Solon, Sparta'lı Khilon, Korint'li Periandros ve Syra'lı Pherekydes)
Priene'de kazılar 1765-1769 yılları
arasında İngiliz'ler, 1895-1898 arasında Alman'lar tarafindan yapılmış; bulunan
eserlerin çoğunluğu Almanya'ya götürülmüştür.
Athena Polias
Tapınağı
Pek çok yunan kentinde olduğu gibi, Priene`nin de ana tanrıçası Athena
idi. Bu nedenle tanrıça `polis´ (şehir) kelimesinden türemiş olan `Polias´ ek
adını taşımaktaydı.
İskender M. Ö. 334`de tapınağın yapımına olasılıkla katkıda bulunmuş
olup, tapınak inşası M.S. erken 1. yy`a dek sürmüştür.
İon düzenindeki tapınağın mimarı,
Halikarnassos Mausoleumu`nun inşasındaki çalışmalarıyla ünlenmiş Pytheostur.
Priene Athena Tapınağı, Vitruvius`un tapınaktan bahsetmesine bağlı olarak daha
sonraki dönemlerde de ününü korumuş ve Avrupa mimarisini de etkilemiştir.
Basamak ve stylobattan oluşan
kurvaturalı (yaklaşık 4 cm )
alt kısım üzerinde, 12 m
yüksekliğinde 6x11 adet sütun yükselmektedir. Sütun başlıkları ion düzenindeki
çatıyı oluşturan arşitrav, yumurta ve diş sırası ile simayı taşımaktaydı. Sütun
ile tapınak arasındaki galerinin tavanı mermer kasetlerle bezeliydi. Bunlardan
birkaçına ait kirişler sağlam durumdadır. Cella ve pronaos gibi iç mekanların
üst yapısı ise ahşap idi. Cellanın batı kısmında duran Athena Polias kült
heykeli, Phidias`ın Atina`daki ünlü eseri Athena Parthenos`un bir kopyasıydı.
Tapınağın doğusundaki ön avlu zemin
kaplama levhaları ile döşenmiştir. Bu alanda podyum üzerinde duran ve basamakla
çıkılan bir sunak bulunmaktaydı. Tapınağın diğer üç yanı duvar ile çevriliydi.
İon düzenindeki yarım sütunlar ve kabartmalı levhalarla bölünmüş olan tapınak
duvarının levhalarında olasılıkla Apollon ve Musalar tasvir edilmişti.
1868-69 yıllarında İngiliz kazıcılar tapınak duvarlarının bir insan boyu
yükseklikte korunageldiği gözlemlemişlerdir.Ancak, sonraki yıllarda buradan taş
alan köylülerin geriye bıraktıkları, temellerden pek fazla değildir.
Telonia (
Akropolis )
Kent yüksek bir kayalığın güney
eteğindeki eğim üzerine yerleştirilmiştir. Yukarıda, dağın tepesinde antik
çağda Telonia adı verilen akropolis yer alır. Telonia ’da bir garnizon vardı.
Dört aylık bir dönem için seçilen komutanın, görev süresi içinde garnizondan ayrılması
yasaktı. Dorukta savunma duvarının bazı parçalarından başka bir kalıntıya
rastlanmamaktır. Buraya tırmananlar için en büyük ödül, tüm kenti ve Maiandros
Nehri’nin menderesler çizerek ufka doğru
ilerlediği ovayı içine alan harika panoramayı görmektir. Yukarıya kayalığın
sarp tarafındaki dar bir patikadan çıkılabilir. Patika her ne kadar tam
anlamıyla tehlikeli değilse de yükseklikten etkilenenler için güçtür. Yolda
bazı kaya kabartmaları ile heykel kaidelerinin bulunduğu, küçük ve sevimli bir
kutsal yer ile karşılaşılır. Bu yol son
yıllarda tehlikeli bir durum almaya başlamıştır. Kendinizi riske atmadan biraz
daha yorucu , uzun ama bir okadar da emniyetli arka patika yolu tercih etmenizi
öneririz.
Priene`nin Konutları
Kentin batı konutları, Hellenistik Dönem`in en iyi bilinen örnekleri
arasındadır. Kentin kuruluşunu izleyen evrede, M.Ö. geç 4. yy ve 3. yy`da, eşit
büyüklükte sekiz parsele bölünmüş (yak. 8,80 x 23, 50 m = 208 m2 ) bir insula modeli
sözkonusuydu. Her bir parselde, aynı tipte prostaslı ev inşa edilmişti. Avlunun
kuzeyinde oturma, güneyinde ise işlik mekanları bulunmaktaydı. Konutlar güney
yamaç boyunca teras şeklinde sıralanmış olmalarından dolayı hem kış güneşini
alıyor hem de yazın kuvvetli güneşinden korunuyordu.
Evlere giriş avlu ve prostastan (ön mekan) sağlanıyordu. Yan tarafta ev
sahibinin akşam davetlerini verdiği andron (selamlık) yer almaktaydı. Ön
avlunun arkasında evin ana mekanı oikos ve bunun yanında bir mekan daha
bulunuyordu. Konutlar daha geç bir zamanda ikinci bir kata sahiptiler. Şehrin
kuruluşundan sonraki dönemlerde inşa edilmiş latrinaların varlığı henüz
saptanamamıştır.
Priene`de aynı tipte fakat daha büyük konutlar da bulunmaktaydı. Bu
konutların başlangıçtaki planları, zamanla genişletilmeleri nedeniyle değişmiştir.23.12.2013
Korualan(Gezlevi),Kuşadası,Söke Hattı
Reviewed by Anonim
on
10:03
Rating:
Hiç yorum yok: